Madde 167: Boşanma Davası Konusu

I. Konusu

Madde 167- (1) Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık isteyebilir.

İlgili Yargıtay Kararları

1-) Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasında, talep daraltılarak ‘ayrılık kararı’ verilmesi istenebilir.

2.H.D. T: 17.07.2007, E: 2006/15445, K: 2007/11393

”…1-Davacı evlilik birliğinin sarsılması hukuksal nedenine ( TMK. md. 166/1-2) dayalı olarak boşanma davası açmış, daha sonra talebini daraltarak ayrılık kararı verilmesini istemiştir. Şu halde dava yalnızca ayrılığa ilişkindir. Dosya kapsamından ve mahkemenin kabulünden de anlaşılacağı üzere boşanma sebepleri kanıtlanmış, ayrılık koşulları oluşmuştur. Dava yalnız ayrılık kararı verilmesine ilişkin olmasına göre isteğin kabulü gerekirken yazılı şekilde ret kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. ( TMK. md. 167, 170/2 )…”

2-) Eşlerden birinin, güven sarsıcı davranışlar sergilemesi, buna karşın diğer eşin bir kusurunun bulunmaması durumunda; ayrılığa karar verme koşulları gerçekleşmiş kabul edilir.

2.H.D. T: 03.05.2012 E: 2011/14842, K: 2012/11921

”…Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilekse ayrılık isteyebilir (TMK.md.167). Dava, Türk Medeni Kanununun 170. maddesine dayalı ayrılık kararı verilmesi istemine ilişkindir. Toplanan delillerden davalının eşinden habersiz evdeki eşyaları taşıdığı ve güven sarsıcı davranışlar içine girdiği; buna karşılık davacı kadının ise herhangi bir kusurunun kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında Türk Medeni Kanununun 167. ve 170. maddesi nazara alınarak ayrılığa karar verme koşulları gerçekleşmiş olduğundan; davacının davasının kabulü ile takdir edilecek süre ile ayrılığa hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup; bozmayı gerektirmiştir.”

3-) Eşlerden birinin, evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi, eşine şiddet uygulayıp hakaret etmesi ve diğer eşin bir kusurunun bulunmaması durumunda tmk 167. ve 170. maddeleri uyarınca ayrılığa karar verilebilir.

2.H.D. T: 21.01.2010, E: 2009/21175, K: 2010/1208

”…Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık isteyebilir. (TMK.md.167) Dava Türk Medeni Kanununun 170.maddesinden kaynaklanan ayrılık kararı verilmesi istemine ilişkindir. Toplanan delillerden davalının birlik görevlerini yerine getirmediği, eşine hakaret edip şiddet uyguladığı, davacı kadının ise geçimsizlikte bir kusurunun olmadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında Türk Medeni Kanununun 167.ve 170.maddesi nazara alınarak davacının davasının kabulü ile ayrılığa karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…”

4-) Ayrılığa karar verebilmek için, boşanma sebebinin ispatlanmış olması gerekir. Boşanma sebebi gerçekleşmemiş ise ayrılık talebinin de reddine karar verilmelidir.

2.H.D. T: 18.02.2013, E: 2012/3023, K: 2013/3849

”…Dava, münhasıran Türk Medeni Kanununun 167, 170/2 ve 171. maddeleri uyarınca ayrılığa karar verilmesine ilişkindir. Davacı, ayrılık kararına esas boşanma sebebi olarak, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesindeki “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebebine dayanmıştır. Mahkemece, talep kabul edilerek ayrılığa karar verilmiştir. Ayrılığa karar verebilmek için, boşanma sebebinin ispatlanmış olması gerekir. Boşanma sebebi gerçekleşmemiş ise, ayrılık talebinin de reddine karar verilmelidir. Toplanan delillerden; tanık anlatımlarında geçen kocanın eşine şiddet olayından sonra, evliliğin uzun süre devam ettirilerek tarafların birlikte yaşamayı sürdürdükleri, böylece bu olayların davacı tarafından affedildiği, en azından hoşgörüyle karşılanmış sayılması gerektiği; sonraki olaylara ilişkin tanık beyanlarının ise somut görgüye ve bilgiye dayanmadığı, anlatılanların duyuma ve davacının kendilerine söylediğinin aktarılmasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olaylara dayalı olarak boşanma veya ayrılık kararı verilemeyeceği gibi; duyuma dayalı veya taraf sözlerinin aktarılması niteliğindeki beyanlara dayalı olan olaylar da sabit kabul edilemez. O halde; en azından Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki boşanma koşulları bile gerçekleşmiş olmadığından; ayrılık talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yeterli olmayan gerekçeyle ayrılığa karar verilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir…”