Madde 172: Ayrılık süresinin bitimi

III. Ayrılık süresinin bitimi

Madde 172 – (1) Süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer.

(2) Ortak hayat yeniden kurulmamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.

(3) Boşanmanın sonuçları düzenlenirken ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulur.

İlgili Yargıtay Kararları

1-) Ayrılık süresi sona erdikten sonra tarafların bir araya gelmesi ve karı koca olarak birlikte yaşamaları, ortak hayatın yeniden kurulduğunu gösterir.

Y. 2. H.D. T: 11.11.2019, E: 2019/7178, K: 2019/11166

“Dava, TMK 172/2. maddesinde düzenlenen ayrılık süresinin sona ermesine rağmen ortak hayatın yeniden kurulamaması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davası olup yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, mahkemece belirlenen ayrılık süresi sona erdikten sonra tarafların bir araya geldikleri ve karı koca olarak birlikte yaşadıkları anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.”

2-) Tarafların ayrılık kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıllık sürede bir araya gelmediklerinin tanık beyanları ile sabit olduğu anlaşıldığı takdirde boşanmaya karar verilmelidir.

Y. 2. H.D. T: 03.03.2016, E: 2015/13442, K: 2016/4168

“Dosya kapsamından, taraflar arasında daha önce evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle karşılıklı açılan boşanma davası olduğu, mahkemece, geçimsizliğin taraflar arasında evliliği sonlandıracak ve birliği temelinden sarsan şiddetli geçimsizlik derecesinde olmadığı kanaati oluştuğundan, davanın ve karşı davanın ayrı ayrı reddine, tarafların bir yıl süre ile ayrılıklarına karar verildiği, bu kararın tarafların yasal süresi içinde temyiz etmemeleri sebebiyle 18.04.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Eldeki davada, tarafların karşılıklı olarak boşanma davası açtıkları, mahkemece davacı-karşı davalı erkeğin davasının kabulüne, davalı-karşı davacı kadının davasının reddine karar verildiği, oysa davalı-karşı davacı kadının bir yıllık ayrılık kararından bahsettiği dava dilekçesi ile boşanma talep ettiği ve bu talebinin Türk Medeni Kanununun 172. madde kapsamında olduğu, tarafların ayrılık kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıllık sürede bir araya gelmediklerinin tanık beyanları ile sabit olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, davalı-karşı davacı kadının davasının da kabulü ile boşanmaya karar verileceği yerde, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.”

3-) Y. 2. H.D. T: 27.03.2017, E: 2015/24349, K: 2017/3326

“Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK m.33). Davalı-karşı davacı erkeğin karşı davası Türk Medeni Kanununun 172/2 maddesine dayanmaktadır. Bu maddeye göre ayrılık süresinin bitiminde eşler arasında ortak hayat yeniden kurulamamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir., 2011/1148 karar sayılı ilamı ile taraflar için hükmedilen bir yıllık ayrılık kararının bitiminden itibaren tarafların ortak hayatı yeniden kuramadıkları sabit olup her iki taraf da TMK m.172/2’ye göre dava açma hakkına sahiptir. Mahkemece davalı-karşı davacı erkeğin davası da kabul edilmeli ve boşanmanın sonuçlarını düzenlerken ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulmalıdır (TMK m.172/3). O halde, mahkemece davalı-karşı davacı erkeğin davasının da kabulü gerekirken reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.”