Madde 182: Çocuklar bakımından ana ve babanın hakları

VIII. Çocuklar bakımından ana ve babanın hakları

1. Hâkimin takdir yetkisi

Madde 182 – (1) Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler.

(2) (Ek ikinci fıkra:24/11/2021-7343/37 md.) Mahkeme, kararında kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayetin değiştirilebileceğini ihtar eder.

(3)Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.

(4) Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.

İlgili Yargıtay Kararları

1-) Çocuğun velayeti kendisine verilmeyen tarafın çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılma yükümlülüğünü, hakimce görevi gereği kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.

Y. 2. H.D. T: 08.02.2018, E: 2016/10637, K: 2018/1627

“3-Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür. (TMK m. 182) Bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir. O halde velayeti temyiz edene tevdi edilen ortak çocuklar 2007 doğumlu Öykü ve 2010 doğumlu … için iştirak nafakasına hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.”

2-) Tesis edilen kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş saatlerinin hükümde gösterilmemesi ve diğer tereddüte neden olabilecek hususlar, kararın bozulmasını gerektirir.

Y. 2. H.D. T: 12.10.2015, E: 2015/4287, K: 2015/18178

“…Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, ana ve babanın haklarını ve çocuklarla olan kişisel ilişkisini düzenlemek zorundadır. (TMK. m. 182/1) Velayetin kullanılması kendine verilmeyen eşin çocuklarla kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. (TMK. m. 182/2) Velayeti anneye bırakılan tarafların müşterek çocuğu … ile davacı-karşı davalı (baba) arasında “her yıl sömestr tatilinde ilk hafta” için tesis edilen kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş saatleri hükümde gösterilmemiştir. Bu şekildeki düzenleme infazda duraksamaya yol açabileceği gibi, “babanın müşterek çocuğu yanına aldırtarak kişisel ilişki kurulmasına” yönelik düzenlemede babanın çocuğu kişisel ilişki tesisi amacıyla anneden kendisinin alıp alamayacağı konusunda infazda tereddüte neden olur. Bu sebeplerle baba ile müşterek çocuk arasında yazılı şekilde kişisel ilişki tesisi doğru bulunmamıştır.”

3-) Kişisel ilişki kararında ilişkinin zamanı ve süresinin açık, şüphe ve duraksamaya yol açmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. 

Y. 2. H.D. T: 19.02.2013, E: 2012/3315, K: 2013/4061

“…Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, ana ve babanın haklarını ve çocuklarla olan kişisel ilişkisini düzenlemek zorundadır. (TMK. m. 182/1) Velayetin kullanılması kendine verilmeyen eşin çocuklarla kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. (TMK. m. 182/2) Velayetleri anneye bırakılan tarafların müşterek çocukları Ş.N.ve S.ile davalı (baba) arasında “kişisel ilişki tesisine” karar verilmiş, bu ilişkinin zamanı ve süresi, karar yerinde gösterilmemiştir. Bu yönden çocuklarla babaları arasında kişisel ilişki tesisine ilişkin hükmün infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu hususta velayet sahibinin yükümlülüğünü, bu hak kendisine tanınan davalının da, hakkını kullanacağı süre ve zamanı bilmesi; yasadaki ifadesiyle “hükmün sonuç kısmında, taraflara yükletilen ödevlerin ve tanınan hakların, açık. şüphe ve duraksamaya yol açmayacak şekilde gösterilmesi” (HMK. m. 297/2) zorunludur. Bu husus nazara alınmaksızın, icrası (infazı) mümkün olmayacak şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.”

4-) Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çalışmadığı, düzenli bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı anlaşıldığı takdirde ortak çocuk için iştirak nafakası ile sorumlu tutulması doğru değildir.

Y. 2. H.D. T: 09.09.2019, E: 2019/2904, K: 2019/8333

“…Boşanma veya ayrılık halinde çocuk kendisine tevdii edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK m.182). Ancak velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılması, mali gücü varsa söz konusu olur. Davalı-davacı kadının çalışmadığı, düzenli bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu husus gözetilmeden davalı-davacı kadının velayeti babaya bırakılan ortak çocuk için iştirak nafakası ile sorumlu tutulması doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.”