Boşanma davasını kimler açabilir?
Evlilik birliği, farklı cinsten iki kişinin evlendirmeye yetkili memur önünde evlenmeye ilişkin iradelerin açıklanması ile kurulan hayat ortaklığıdır.
Boşanma davası ise tarafların kurduğu bu hayat ortaklığını sonlandırmak istemesi halinde mahkemeye başvurmasıdır. Keza mahkeme bu konuda karar vermeden, taraflar kendi aralarında anlaşarak evliliği yasal olarak sona erdiremezler. Bu anlamda boşanma davasını evliliğin tarafları olan kadın eş ya da erkek eş açabilir.
Boşanma davası hangi mahkemede açılabilir?
Boşanma davaları aileye ilişkin davalardan olduğundan aile mahkemesi görevli mahkemedir. davanın açılacağı adliyede aile mahkemesinin olmadığı hallerde ise asliye hukuk mahkemelerinde açılır. Asliye hukuk mahkemeleri, önlerine gelen boşanma davasına aile mahkemesi sıfatıyla bakacaktır.
Boşanma davası neredeki mahkemede açılabilir?
Bu durum davanın hangi yerdeki mahkemede açılabileceğine yani yetki durumuna ilişkindir. Türk Medeni Kanunun 168. Maddesinde “Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.” denilmektedir.
Bu düzenleme çerçevesinde boşanma davaları eşlerden birinin oturduğu yerde ya da boşanmadan evvel son defa altı ay süreyle birlikte oturdukları yerdeki mahkemelerde açılabilir.
Boşanma davası nasıl açılır?
Boşanma davası, aile mahkemesine, aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemesine dilekçe vermek suretiyle açılır. Boşanma davasını açmak isteyen kişi, yazılan bu dilekçeye kimlik fotokopisini de eklemelidir.
Davanın tam anlamıyla açılmış sayılabilmesi için ise mahkeme harç ve masrafları ile gider avansının yatırılmış olması gereklidir.
Boşanma davaları ne kadar sürer?
Tarafların boşanma ve boşanmaya dair hususlarda tam bir anlaşma halinde olması durumunda boşanma davaları; davaların açılması, dilekçelerin verilmesi, duruşmaların yapılması ve kararın kesinleşmesi ile birlikte iki veya üç ay kadar sürebiliyor.
Tarafların anlaşmasının mümkün olmadığı hallerde ise yukarıda değindiğimiz aşamalara ek olarak mahkemenin taraflara dair bilgi ve belgeleri ilgili yerlerden toplaması, tanıkların dinlenmesi, delillerin getirilmesi gibi aşamalar da söz konusu olacağından; bu durumda davaların sonuçlanması 12 ile 15 ay kadar sürebiliyor. Fakat bu sürelere istinaf ve temyiz kanun yollarının dahil olmadığını belirtmekte fayda var.
Boşanma davası için avukat tutmak zorunlu mudur?
Türk hukukunda yargıya kişisel erişim mümkün olduğundan, boşanma davalarında kişiler mahkemede kendilerini bizzat temsil etme hakkına sahiptir ve taraflar böyle uygun görüyorsa boşanma davaları için avukat tutmak zorunda değillerdir.
Bununla birlikte, belirtmekte fayda vardır ki, boşanma davaları ileri düzeyde teknik bilgi, tetkik ve birebir takip gerektiren en zorlu özel hukuk davalarındandır.
Taraflar arasındaki koşullar, taraflar anlaşmalı olarak boşanıyor dahi olsa, sürekli olarak değişim ve gelişim gösterdiğinden bir boşanma davasının avukatsız yürütülmesi büyük hak kayıplarına yol açabilir.
Dilekçelerin içerdiği bilgilerin davanın sonuçlanmasında nasıl etkisi olacağını bilen bir uzman tarafından kaleme alınması, mahkeme işlemlerinin günü gününe takip edilmesi, duruşmalarda beyan edilecek hususlar, tanık ve delillere ilişkin çalışmaların eksiksiz yapılması ile ıslah, istinaf ve temyiz yollarının efektif kullanılması açısından biz bir boşanma davasının avukatsız takip edilmesinin ve yürütülmesinin, bu alanda deneyimi olmayan biri için çok zor olacağı kanaatindeyiz.
Boşanma davasında neler talep edilebilir?
Boşanma davasında öncelikli talep tarafların boşanması olmakla birlikte; varsa müşterek çocukların velayeti, şahsi ilişki kurulması, müşterek çocuk için nafakaya hükmedilmesi, yoksulluk düşen taraf için nafaka ödenmesi, maddi tazminat ve manevi tazminat talep edilebilir. Bunun dışında eşlerin evlilik birliği içerisinde edinilen mallardan kaynaklanan alacakları, ziynet alacağına dair talepler için ayrıca dava açılması gerekmektedir.
Boşanma nedenleri nelerdir?
Boşanma nedenleri, Türk Medeni Kanununda tek tek sayılmıştır. Kanunda sayılan boşanma nedenleri dışında başkaca bir nedenle boşanma talep edilmesi mümkün değildir. Kanunda sayılan boşanma nedenlerini konulara ve etkilere göre ikili bir ayrım yapabiliriz.
1.Konularına Göre:
a. Özel Boşanma Nedenleri
– Zina (aldatma) nedeniyle boşanma (TMK m. 161) ,
– Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış nedenleri ile boşanma (TMK m. 162),
– Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme sebepleri ile boşanma (TMK m. 163),
– Terk Sebebiyle boşanma (TMK m. 164),
– Akıl Hastalığı sebebiyle boşanma (TMK m. 165).
b. Genel Boşanma Nedenleri
-Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması nedeniyle boşanma (TMK m. 166/1),
–Anlaşmalı boşanma (TMK m. 166/3),
-Fiili ayrılık nedeniyle boşanma (TMK m. 166(3).
2.Etkilerine Göre:
Yukarıda saymış olduğumuz boşanma nedenlerinden Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme, Akıl Hastalığı ve Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması nedenleri nispi boşanma nedenleridir. Bu nedenlere dayanarak boşanma talep edildiğinde, hakim, taraflar için evliliğin devamının, ortak hayatın taraflar için çekilemez bir hal alıp almadığını da inceleyecek ve gerçekten sayılan nedenlerin yanında ortak bir hayatın devamının da taraflardan beklenemeyecek olması halinde boşanmaya karar verecektir.
Zina, Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış, Terk, Anlaşma ve Fiili Ayrılık ise mutlak boşanma nedenleridir. Bu sebeplerin varlığı halinde hakim, ayrıca ortak hayatın taraflar için çekilemez bir hal alıp almadığını incelemeyecektir.
Zina nedeniyle boşanmanın şartları nelerdir?
Zina nedeniyle boşanma davası; eşlerden birinin evlilik birliği devam ederken diğer eşi karşı cinsten başka biriyle cinsel birliktelik kurması sebebiyle açılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 161. maddesinde düzenlenmiş olan zina sebebi ile boşanma, özel ve mutlak bir boşanma sebebidir. Zina, özel bir boşanma nedeni olduğu için zinanın varlığının ispat edilmesi durumunda mahkeme, tarafların başkaca kusur durumlarına bakmadan boşanma kararı vermek zorundadır.
Zina nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için, eşlerden birisinin karşı cinsten bir kimseyle cinsel ilişkiye girdiğinin ispat edilmesi gerekir. Cinsel birlikteliğin ispat edilmesi çok zor olduğu için buna işaret edilen hususlar da zina olarak kabul edilmektedir. Söz gelimi aynı otelde konaklamak, aynı evde yaşamak, eşlerden birisinin karşı cinsten birini eve gece yarısı kabul etmesi zina olarak kabul edilmektedir. Ancak eşlerin karşı cinsten bir kişi ile öpüşmesi, sarılması, sevgili gibi konuşması, el ele tutuşup gezmesi zina olarak kabul edilmemektedir. Bu fiiller ancak sadakatsizlik olarak değerlendirilmektedir.
Zina nedeniyle boşanma nasıl ispat edilir?
Zina nedeniyle boşanma davasında aldatıldığını ileri süren eş, aldatma olgusunu somut olayın özelliklerine göre her türlü yasal delil ile ispatlayabilir. Uygulamada en sık karşımıza çıkan ve mahkemelerce geçerli değerlendirilen deliller, otel kayıtları, tanık beyanları, telefon mesajları, görüşme kayıtları ve içerikleri, aldatmayı ispatlar nitelikte ses kayıtları, sosyal medya içerikleri, seyahat kayıtları, güvenlik kamerası görüntüleri, fotoğraflar, video kayıtları, banka ve kredi kartlarına ilişkin kayıtlardır.
Yargıtay ise, zinaya dayanan boşanma davalarına ilişkin olarak önüne gelen kararlarda boşanma davasında aldatmanın nasıl ispatlanacağı ve delillerin nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusunu sıkça ele almaktadır. Buna göre zinanın ispat edilmesi açısından bazı ilkeler kabul edilmiştir.
Buna göre;
-Kadın veya erkeğin yalnızken ortak konuta karşı cinsten birini alması zinanın varlığına delalet eder. Bu halde, zina ispatlanmış kabul edilir.
-Eşlerden birinin karşı cinsten biriyle düzenli bir şekilde gece-gündüz telefonda görüşmesi zinanın varlığına işaret eder.
-Eşlerden biri evlilik dışı ilişkiye girdiği başka bir kişiden çocuk sahibi olduğu takdirde zina ispatlanmış olur.
Hangi hallerde zina nedeniyle boşanma dava hakkı düşer?
TMK’nın 161. maddesi şu şekildedir:
” I. Zina
Madde 161- Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.”
Maddenin içeriğinden de anlaşılacağı üzere, eşlerden biri zina ederse diğer eşin bu durumu öğrenmesinden başlamak üzere altı ay ve her halükarda zina fiilinin işlenmesinden itibaren beş yıl geçmesiyle zina nedenine dayanarak boşanma davası açma hakkı düşer.
Anlaşmalı boşanma nedir?
En genel tanımıyla anlaşmalı boşanma; tarafların boşanmanın hukuki ve mali konularında anlaştıklarına dair bir protokol hazırlaması ve bu hususta bir dava dilekçesiyle mahkemeye başvurarak boşanma davası açmasıdır.
Anlaşmalı boşanmada taraflar hangi konularda anlaşmalıdır?
Protokolde taraflar mutlaka boşanma iradelerine yer vermeli, müşterek çocuk varsa velayetinin kimde kalacağını karara bağlamalı, boşanma sonrasında tazminat ve nafaka ödenip ödenmeyeceği konularını karara bağlamalıdır. Bunlar dışındaki konulara ilişkin düzenlemeler yapılması zorunlu değildir. Fakat biz karar sonrası süreçte herhangi bir hak kaybı olmaması adına müvekkillerimize, mal paylaşımı ve ziynet eşyalarına ilişkin konularda da düzenleme yapılmasını tavsiye etmekteyiz.
Anlaşmalı boşanma duruşmasına katılmak zorunda mıyım?
Anlaşmalı boşanma, boşanmak isteyen tarafların iradelerini öncelikle protokol aracılığıyla düzenlediği; sonra da bu durumu hakim karşısında açıkça belirttiği bir boşanma davasıdır. Hakim boşanmak isteyen tarafların anlaşma durumuna kanaat getirebilmek için onları duruşmada hazır görmeli, anlaşılan konulardaki iradelerini serbestçe ve baskı altında kalmadan beyanlarını almalı ve bu konular hakkında son sözlerini sormalıdır, bu anlamda anlaşmalı boşanma davalarında taraf teşkili önemlidir.
Çekişmeli boşanma davasına katılmak zorunda mıyım?
Çekişmeli boşanma davasında, davalının duruşmalara katılmaması durumunda davacı için değişen hiçbir şey olmamaktadır. Davalı taraf duruşmalara gelmezse ve dahi boşanmak istemezse bu süreçler değişmeyecektir. Çünkü davaya ilişkin tebligatların tarafların MERNİS adresine yapılması geçerli sayılmaktadır. Bu durumda yine davacı iddiasını ispat etmek ispat etmek zorundadır. Bu durumda duruşmalara katılmayan ve/veya cevap vermeyen kişinin yokluğunda davaya ilişkin karar verilebilmektedir.
Tarafıma boşanma davası açıldı karşı boşanma davasını ne zaman açmam gerekir?
Karşı dava, asıl davanın davalısı tarafından cevap dilekçesiyle veya esasa cevap süresi içinde ayrı bir dilekçe verilmek suretiyle açılır. Dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren işlemeye başlayan iki haftalık cevap süresi içerisinde cevap dilekçesiyle birlikte açılan karşı dava da asıl dava kapsamında görülmeye devam edecektir. Fakat bu süre içerisinde karşı dava açılmaması hâlinde, mahkeme davaların ayrılmasına karar verir ve karşı dava asıl davadan ayrı olarak görülmeye devam edecektir.
Ne zaman boşanmış olurum?
Bu soru danışanlarımızdan en sık aldığımız soruların başında gelmekte. Öncelikle belirtmek isteriz ki aile mahkemeleri tarafından verilen boşanma kararı tek başına boşanmanın sonuçlarını doğurmaz.
Duruşma sonrasında mahkeme yaklaşık 1 ay içerisinde gerekçeli karar hazırlamaktadır. Bu gerekçeli kararın taraflara tebliğ edilmesi gerekir. Bu tebliğ işleminden sonra, iki haftalık istinafa başvuru süresi başlar.
Karara karşı, iki haftalık süre içerisinde istinaf başvurusu yapılmazsa ya da taraflar bu süre içerisinde karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmayacaklarına dair iradelerini yazılı olarak mahkemeye verirse, aile mahkemesinin verdiği karar kesinleşir. Karar kesinleştikten sonra mahkeme, dava dosyanıza kesinleşme şerhi verir ve boşanma tam anlamıyla gerçekleşir.
İstinaf başvurusu ve sonrasında temyiz başvurusu yapılması durumlarında ise aile mahkemesinin verdiği karar, bu başvuruların sonuçlanmasıyla kesinleşir ve ancak bu aşamaların tamamlanmasından sonra yapılacak yargılama sonunda boşanma gerçekleşebilir.
Boşandıktan sonra yeni bir evlilik için ne kadar süre beklemeliyim?
Boşanma davası kesinleştikten sonra yeni bir evlilikte erkeğin beklemesi gereken bir süre bulunmuyor, bu anlamda erkek boşandıktan sonra istediği zaman evlenebilir.
Fakat TMK kapsamında boşandıktan sonra tekrar evlenmek isteyen kadın için 300 günlük bir bekleme süresi (iddet müddeti) öngörülmüş. Bu düzenlemenin nedeni, TMK’nın 285. maddesindeki, ‘Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içerisinde doğan çocuğun babası kocadır’. hükmüdür. Bekleme süresinin amacı da kadının evlilik devam ederken hamile kalmış olması halinde doğacak çocuğun babasının kim olduğunun tespiti yani nesebin belirlenmesinde karışıklık yaşanmaması içindir. Yeni evlilik için kadının bu süreyi beklemesi bir mecburiyet olmayıp, kadın mahkemeye başvurarak hamile olmadığına dair muayene raporu sunduğunda veya boşanan eşlerin tekrar evlenmek istemeleri halinde mahkeme bekleme süresini kaldırmak zorundadır.
Boşanma davası sırasında taraflardan biri ölürse ne yapılmalıdır?
Boşanma davası sırasında taraflardan birinin ölümü halinde, evlilik birliği ölümle sonuçlanacaktır. Artık mahkeme, boşanma ile ilgili karar veremeyecektir.
Ancak bu durumda eşlerden birisinin ölümü halinde hem davacının hem de davalının mirasçıları davaya devam edebilir. Mirasçılar, karşı tarafın eşin boşanma davasının açılmasında kusurlu olduğunu ispat edebilirlerse, miras dışı kalmasını sağlayabilirler.
Boşanma davası devam ederken eşlerden birisinin ölümü durumunda, hem yasal mirasçıların hem de atanmış mirasçıların davaya devam edebilmesi mümkündür. Mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı ise bulunmamaktadır. Bu sebeple her bir mirasçı tek başına mirasçısı olduğu kişinin açtığı boşanma davasını takip edip; diğer tarafın kusurlu olduğunun tespitini talep edebilir.
Boşanma davası sırasında taraflardan biri hüküm giyerse ne yapılır?
Boşanma davası devam ederken taraflardan birinin hüküm giymesi durumunda, bu kişinin davaya katılımı, yani hukuki anlamda taraf teşkili kendisini bir avukatla temsil ettirmiş olsa dahi imkansız hale gelecektir. Bu durumda hükümlü tarafa mahkemece vasi atanır ve vasi atandıktan sonra boşanma davası vasiye yöneltilir. Vasiye ek olarak, boşanma kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan gerekli hallerde hükümlü kişiler de duruşmalarda SEGBİS aracılığıyla ya da talimat duruşmaları ile dinlenebilir.
Yabancı mahkemelerin verdiği boşanma kararları Türkiye’de geçerli midir?
Yabancı bir ülke mahkemesi tarafından verilen boşanma kararı, Türkiye’de kendiliğinden geçerli kabul edilmez. Bu nedenle yabancı mahkemeler önünde boşanmış olan kişiler Türk hukuku bakımından hala evli sayılırlar.
Yabancı ülke mahkemesince verilmiş boşanma kararının Türk nüfus kayıtlarına işlenebilmesi için Türk mahkemelerinde tanıma veya tenfiz davası olarak bilinen davanın açılması ve sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu dava sonucunda alınacak karar ile yabancı ülkenin boşanmaya dair kararı Türk nüfus kayıtlarınca kabul edilecektir.
Ayrıca son çıkan düzenlemeyle tarafların ikisi de beraberce bulundukları yer konsolosluğuna giderek boşanma kararının tanınmasını sağlayabilir.
Boşanma davası ile birlikte mal paylaşımı davası açabilir miyim?
Boşanma davasının açılmasıyla birlikte eşler arasındaki yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi sonlanır ve yerini mal ayrılığına bırakır. Davanın açılmasından sonra taraflarca edinilen mallar paylaşma konusu olmayacaktır. Malların paylaşılabilmesi için ise boşanma davasının kesinleşmiş olması koşulu vardır.
Ancak çoğunlukla yanlış anlaşıldığı üzere malların paylaşımı davasının açılabilmesi için boşanma kararının kesinleşmiş olması gerekmez. Keza boşanma davasından sonra tarafların gayrimenkuller, araçlar, banka hesapları, vb. mallar üzerine; satım, devir gibi işlemler yapmasını önlemek adına boşanma davası sonuçlanıncaya kadar tedbir konulabilecektir. Mal paylaşımına ilişkin davaların açılmasına boşanma davasının devam ediyor olması engel değildir; fakat sonuçlanabilmesi için boşanma davasının kesinleşmesi gereklidir.
Boşanma davası ile birlikte ziynet alacağı davası açabilir miyim?
Öncelikle ziynet eşyasının iadesi için her zaman dava açmanın mümkün olduğunu belirtmek gerekir. Boşanmadan önce yani evlilik birliği içerisinde, boşanma davası ile beraber ya da boşanma kararı kesinleştikten sonra ziynet alacağı davası açılabilir.
Bu anlamda ziynet alacağı davasının, boşanma davası ile birlikte açılabileceği gibi ayrı bir dava olarak da açılması mümkündür.
Boşanma davamın reddine karar verilirse yeniden ne zaman dava açabilirim?
Boşanma davasının reddine karar verildikten sonra yeniden dava açılabilmesi için gerekli düzenleme TMK 116/4’te düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre ret kararının kesinleşmesinden başlayarak üç yıl geçmesi halinde, ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılacak ve eşlerden biri aynı boşanma nedenlerine dayanarak boşanma davası açabilecektir. Bu davada ise mahkeme boşanmaya karar vermek zorundadır.
Fakat açılmış bir boşanma davası mahkemece reddedildikten sonra üç yıl beklemeden de yeniden boşanma davası açılabilir. Bunun koşulu ise, tarafların açtığı yeni boşanma davasında ilk açılan boşanma davasında gösterdiği boşanma sebepleri dışında sebeplere dayanmasıdır.
Ayrılık davası nedir?
TMK kapsamında ayrılık davası, hakimin takdiri ile belirlenen bir süre içerisinde tarafların birbirlerinden ayrı yaşamalarıdır. Bu sürecin sonunda eşlerin isterlerse evliliklerine kaldıkları yerden devam etme, bunun mümkün olmaması halinde ise boşanma davası açma haklarını kapsar.
Boşanma ve ayrılık davaları birbirinden farklı davalardır. TMK’nın 167. maddesinde, “Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık isteyebilir.” şeklinde de yer verildiği gibi bu hususta seçim hakkı davacı eşe aittir.
İstinaf mahkemesi nedir?
İstinaf Arapça kökenli bir kelimedir ve “yeniden başlamak” anlamına gelir.
Hukuk sistemimizde ise istinaf, ilk derece mahkemelerinin yani konumuz kapsamında boşanma davalarında aile mahkemelerinin verdiği kesin kararlara itirazda başvurulacak kanun yoludur. İstinaf Mahkemesi (Bölge Adliye Mahkemesi olarak da anılır) ise bu başvuruları değerlendirip karara bağlayan mahkemedir. İstinaf Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararlarının hem hukuki, hem maddi yönden incelemesini yapar. Mahkeme tarafından toplanmamış bir delili toplayabilir, yeniden tanık dinleyebilir veya keşif yapabilir. Bu anlamda dava hakkında yeni bir yargılama yaparak yeni bir karar verebilecektir.
Temyiz nedir?
Temyiz, İstinaf Mahkemesi tarafından verilen kararların hukuka uygunluğunun denetlendiği kanun yoludur. İstinaf Mahkemesi’nin temyiz edilebilir kararlarına karşı yapılan Temyiz Başvurusu üzerine hukuki denetim, bir yüksek mahkeme olan Yargıtay tarafından yapılır. Yargıtay’ın yaptığı bu inceleme sınırlıdır; sadece İstinaf Mahkemesi’nin verdiği kararın hukuka uygunluğunu inceler. Hukuka uygun bulunmayan karar bozularak mahkemeye geri gönderilmektedir.