8. Hukuk Dairesi 2012/7285 E. , 2013/3191 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, değer artış payı alacağı ve katılma alacağı
Davacı-karşı davalı … ile davalı-karşı davacı … ve davalı … aralarındaki tapu iptali ve tescil, değer artış payı ve katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair … 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi’nden verilen 10.02.2012 gün ve 300/70 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı-karşı davalı … Acar vekilleri taraflarından istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı-karşı davalı … vekili, tarafların 1997 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde Toplu Konut İdaresiyle yapılan protokolle satın alınan 46527 parsel üzerindeki 19 nolu bağımsız bölüm, davalı adına kayıtlı … plakalı otomobil, davalının Emekli Sandığı ile Oyak’tan alacağı emekli ikramiyeleri üzerinde 1/2 oranında alacağı bulunduğunu, davalının 19 nolu bağımsız bölüme ilişkin sözleşmeden kaynaklanan hakkını muvazaalı olarak yakın dostu davalı …’ye devrettiğini, kız … tarafından banka havalesiyle gönderilen kişisel malı niteliğindeki 17.340,50 TL’nın taşınmazın alınmasında kullanıldığını açıklayarak, muvazaalı devrin geçersizliğine, otomobil üzerinden 14.000 TL emekli ikramiyelerinin yarısı üzerinden 66.485,04 TL katılma alacağının yasal faiziyle birlikte davalı taraftan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı-karşı davacı … vekili, davanın yersiz açıldığını, Toplu Konut İdaresi ile yapılan protokolden kaynaklanan hakkını davalı ’e devrettiğini, muvazaa söz konusu olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuş, harcını yatırmak suretiyle verdiği karşı dava dilekçesinde ise; karşı davalı … ’a ait … Kooperatifi’ndeki kooperatif payı üzerinden 6.000 TL katılma alacağının davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, dava konusu taşınmaz üzerindeki davalının sözleşmeden kaynaklanan hakkını gerçek bedelini ödeyerek devraldığını, muvazaa söz konusu olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davacının davalı … aleyhine açılan devrin geçersizliğine ilişkin davası, davalı …’in emekli ikramiyelerine yönelik davası ile karşı davacının … Yapı Kooperatifindeki paya yönelik davaların reddine, davacının 19 nolu bölüm ile otomobile ilişkin katılma alacağı davasının kısmen kabulüne, taşınmazın devir bedeli ile otomobilin rayiç bedelinin yarısı üzerinden belirlenen toplam 45.180 TL katılma alacağının dava tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalı …’den alınmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı-karşı davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 15.09.1997 tarihinde evlenmişler, 25.02.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 12.03.2010 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlardır. Sözleşmeyle başka rejim seçilmediğinden eşler arasında yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m. 202). Söz konusu mal rejimi, boşanma davasının açıldığı 25.02.2008 tarihinde sona ermiştir (TMK.nun 225/son). TMK.nun 235/1. maddesi hükmüne göre; mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılır. Dava konusu 19 nolu bölüm, 26.11.2004 tarihinde taksitli satış sözleşmesiyle mülkiyeti kurumda kalmak şartıyla Toplu Konut İdaresi’nden satın alınmış,18.02.2008 tarihinde yapılan sözleşmeyle davalı …’ye devredilmiş olup taşınmazın mülkiyeti halen Toplu Konut İdaresi üzerinde bulunmaktadır. Dava konusu … plakalı otomobil ise, 16.06.2006 tarihinde satış yoluyla davalı … adına tescil edilmiştir.
Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mahkemece deliller toplanarak karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, davalı … ile Toplu Konut İdaresi arasındaki sözleşmeyle satın alınan 19 nolu bağımsız bölüme ilişkin devrin muvazaalı olarak yapıldığı kanıtlanamadığına, davalının boşanma davasının açıldığı tarihten sonra emekli olduğuna ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenen emekli ikramiyesi ile Oyak tarafından ödenen emeklilik rezervinin boşanma davasının açıldığı tarihten sonra davalıya ödendiği anlaşıldığına göre, davacı karşı davalı … Acar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle hükmün redde ilişkin bölümlerin açıklanan nedenlerle ONANMASINA,
Davacı vekilinin 19 nolu bağımsız bölüme ilişkin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş ise de verilen karar, toplanan deliller ile dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. HUMK.nun 76.maddesi (6100 sayılı HMK.nun 33.m.) hükmüne göre, davanın esası olan maddi olayların ileri sürülmesi taraflara, bunların nitelendirilmesi ve uygulanacak kanun maddesini belirlemek hakime aittir. Hâkim, tarafların yargılama oturumlarında ve dilekçelerinde kullandıkları sözcükler ve nitelendirme ile bağlı değildir. Davacı vekili dilekçesinde, taşınmazın 26.11.2004 tarihli taksitli satış sözleşmesiyle Toplu Konut İdaresinden devralındığını, kız kardeşi … tarafından 14.07.2006 ve 18.07.2006 tarihlerinde banka havalesiyle gönderilen paranın taksitlerinin ödenmesinde kullanıldığını ileri sürmüş, davacı tanıkları davacıyı doğrulamışlardır. Davacının kız kardeşi tarafından 14-18.07.2006 tarihlerinde banka havalesiyle toplam 17.000 TL gönderildiğine ve bu paranın taşınmaz taksitlerinin ödenmesinde kullanıldığı anlaşıldığına göre, davacının kişisel malı olduğunun kabulü gerekir. (TMK.220/2 m.)
Eşlerden biri, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur (TMK.m.227). Eşlerden birine ait edinilmiş mallar üzerinde, diğer eşin mülkiyet veya diğer bir ayni hak talebi söz konusu değildir. Yani katılma rejiminde; eşlere tanınan hak, ayni bir hak olmayıp, şahsi bir haktır. Sadece mal rejimi sona erdiğinde, eşlerin edinilmiş mallara ilişkin artık değerler üzerinde karşılıklı alacak hakkı vardır (TMK.236.m ).
Bu açıklamalara göre; taşınmaz yönünden davacı vekilinin talebi, 19 nolu bağımsız bölüm üzerindeki değer artış payı ve katılma alacağı isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması ve TMK nun 227. maddesi hükümleri uyarınca; eşlerden biri, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında değer artış payı alacağının belirlenmesi gerekir. Mahkemece, değer artış payı alacağının hesabı için öncelikle davacının kişisel malı niteliğindeki kız kardeşi tarafından gönderilen paranın verildiği tarihteki taşınmazın sürüm (rayiç) değerinin saptanması, davacının katkı yaptığı tarihteki sürüm değeri ile katkıda bulunduğu miktarın toplamı gözetilerek davacı kadının yaptığı katkının sözü edilen toplam değer içindeki oranının bulunması, bu oranın tasfiye tarihindeki sürüm değeri ile çarpılarak çıkacak miktarın değer artış payı alacağı olarak karar altına alınması (TMK.nun 227). TMK.nun 232 ve 235/1. maddelerine göre taşınmazın tasfiye anındaki sürüm değeri, Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihi olarak eldeki davanın karar tarihine en yakın tarih olarak kabul edilmesi, değer artış payı hesaplanıp taşınmazın tasfiye anında belirlenecek değerinden düşürüldükten sonra kalan artık değer bakımından TMK.nun 231 ve 236/1. madde ve fıkrası uyarınca davacının katılma alacağının saptanması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca ulaşılması gerekirken yetersiz araştırma ve hatalı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacı karşı davalı … vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün taşınmaza ilişkin bölümünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek haline temyiz eden davacı-karşı davalıya iadesine 11.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.