Madde 175: Yoksulluk Nafakası

2. Yoksulluk Nafakası

Madde 175- (1) Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir

(2) Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.

İlgili Yargıtay Kararları

1-) Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için, bu konuda ‘açık talep’ bulunması zorunludur.

Y. 2. H.D., T: 28.04.2015, E: 2015/2995, K: 2015/8629 :

”…Davacı-davalı kadın boşanma sebebiyle yoksulluğa düşeceğinden Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları gerçekleştiği halde davacı-davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi nedeniyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde “davacı müvekkilim için şimdilik tedbir nafakası olarak 1000 TL ödenmesine ilk duruşmada karar verilmesini talep ediyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur. Türk Medeni Kanununun 175. maddesi uyarınca yoksulluk Nafakasına hükmedebilmek için nafaka talep edenin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması yanında bu konuda açık talebinin de bulunması gerekmektedir. Dava dilekçesinde “başka türlü geçinmelerini sağlaması ve iş bulup çalışmasının olanaksız” olması şeklinde açıklamalar, yoksulluk nafakası isteği olarak değerlendirilemez. Açıkça tedbir nafakası talebinde bulunulup, yoksulluk nafakası isteği bulunmadığından, davacı-davalı kadına yoksulluk nafakası verilmesi yönündeki bozma doğru bulunmamıştır. Davalı-davacı erkeğin karar düzeltme isteğinin bu yönden kabulü ile Dairemizin 20.10.2014 gün, 2014/9832- 2014/20170 sayılı bozma, onama ilamının 3. bendindeki bozma kararının kaldırılarak, hükmün yoksulluk nafakası yönünden onanmasına karar verilmesi gerekmiştir…”

2-) Dava devam ederken, yoksulluk nafakasından feragat edilmişse, mahkemece feragat eden taraf lehine yoksulluk nafakasına hükmedilemez.

Y. 2. H.D., T: 13.09.2011, E: 2010/13867, K: 2011/13270 :

”…Davalı kadın 15.12.2009 tarihli duruşmada ve 22.12.2009 tarihli dilekçe ile yoksulluk nafakası istemediğini bildirmiştir. Bu beyan yoksulluk nafakası yönünden feragat niteliğinde olup buna rağmen davalı yararına yoksulluk nafakası takdiri usul ve yasaya aykırıdır. (HUMK. md. 74)…”

3-) Daha öncesinde ‘yoksulluk nafakası’ talebinde bulunulmayıp, ön inceleme duruşmasında bu talebin ileri sürülmesi, talep sonucunun genişletilmesi niteliğinde olup, söz konusu talep mahkemece incelenemez.

Y. 2. H.D., T: 27.05.2015, E: 2014/24972, K: 2015/10869 :

”…Karşılıklı açılan boşanma davaları Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra ikame edilmiştir. Davalı-karşı davacı, cevap ve karşı dava dilekçesinde yoksulluk nafakası isteğinde bulunmamış, 26.03.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında yoksulluk nafakası talep etmiş ve aynı oturumda hazır bulunan davacı-karşı davalı bu isteğe muvafakati olmadığını beyan etmiştir. Taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir veya değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun onayı aranmaksızın iddia ve savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ii değer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK.md.141/1). Davalı-karşı davacının ilk defa ön inceleme duruşmasında ileri sürdüğü yoksulluk nafakası isteği, talep sonucunun genişletilmesi niteliğindedir. açıkça muvafakat ve ıslah da söz konusu olmadığına göre, davalı-karşı davacının yoksulluk nafakası talebi artık incelenemez. Bu husus nazara alınmadan, yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken, bu isteğin esasına ilişkin hüküm tesis edilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden Sunduz’a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Mehmet’e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere yoksulluk nafakasıyla ilgili bozmada oyçokluğuyla, diğer yönlerden oybirliğiyle karar verildi…”

4-) Davadan veya ferilerinden feragat beyanının, kesin ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açık ve net olması lazımdır.

Y. 2. H.D., T: 26.12.2019, E: 2019/6126, K: 2019/12836 :

”…Davadan veya ferilerinden feragat beyanının, kesin ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açık olması lazımdır. Davacı kadının dava dilekçesindeki “Kendisi için herhangi birşey istemediğine” dair beyanı soyut ve genel nitelikte olup somut olarak herhangi bir haktan vazgeçtiği belirli değildir. Davacı kadının maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası istemediğine dair açık bir beyanı bulunmamaktadır. Bu nedenle ortada geçerli bir feragat beyanının bulunduğundan söz etmek mümkün değildir. Davacı kadın usulüne uyun olarak sunmuş olduğu ıslah dilekçesiyle maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. O halde davalı erkeğin, kadın yararına hükmolunan tazminatlara ve yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf taleplerinin esasına girilerek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir…”

5-) Yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir. Asgari ücret seviyesinde gelirinin bulunması, kişiyi yoksulluktan kurtarmaz. Sonuç olarak, nafaka talep eden eş yararına uygun miktarda yoksulluk nafakası belirlenmelidir.

Y. 2. H.D., T: 09.10.2019, E: 2019/6025, K: 2019/9879 :

”…Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının aldığı emekli maaşının kendisini yoksulluktan kurtaracağı gerekçesiyle davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175). Davacı kadın hakkında yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasına göre davacı kadın asgari ücret seviyesinde emekli maaşı almakta ise de, asgari ücret seviyesindeki gelir kişiyi yoksulluktan kurtarmaz (YHGK 2009/3-165-186). Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre, davacı kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği açıktır. O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yazılı gerekçe ile yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir…”

6-) Cezaevinde tutuklu veya hükümlü olmak, yoksulluk nafakası ile sorumlu tutulmayı engellemez ise de, cezaevinde bulunan tarafın, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmamaktaysa yoksulluk nafakası ile sorumlu tutulamaz.

Y. 2. H.D., T: 20.02.2019, E: 2017/6531, K: 2019/1501 :

”…İlk derece mahkemesince davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulüne aylık 200.00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı erkeğin istinaf talebi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’nin 21/06/2017 tarihli, 2017/763 esas ve 2017/916 karar sayılı kararı ile davalı erkeğin yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf talebinin kabulü ile aylık 200.00 TL yoksulluk nafakasının davalı erkeğin cezaevinden tahliye tarihinden geçerli olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı erkeğin halen Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/128 esas sayılı dosyası üzerinden mahkum olduğu 16 yıl 8 ay ve 2 yıl 6 ay hapis cezalarından dolayı ceza infaz kurumunda hüküm özlü olarak bulunduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar erkeğin cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması, yoksulluk nafakası ile sorumlu tutulmamasını gerektirmez ise de dosya kapsamından yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında davalı erkeğin herhangi bir geliri ve malvarlığının olmadığı anlaşılmaktadır. Kendi yoksul olan kişi nafaka ile yükümlü tutulamaz. Bu durumda davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir…”

7-) Yoksulluk nafakası talebinde bulunan tarafın düzenli bir işte çalışmaması, geçici sezonluk işlerde çalışması; yoksulluk nafakasına hak kazandığı yönünde değerlendirilmelidir.

Y. 2.H.D., T: 26.04.2021/, E: 2021/2619, K: 2021/3388 :

”…İlk derece mahkemesince kadının yoksulluk nafakası talebi kabul edilerek aylık 400-TL yoksulluk nafakasına hükolunmuş, bölge adliye mahkemesince ise SGK hizmet dökümüne göre kadının 01.05.2018 tarihinde çalışmaya başladığı, en son çalıştığı iş yerinden 18.11.2020 tarihinde istifa ederek ayrıldığı, işinden kendi isteği ile ayrılan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği belirtilmiş, bu konuda erkeğin istinaf kanun yolu incelemesi talebi yoksulluk nafakası yönünden kabul edilip, sair yönlerden esastan reddedilmiştir. Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175). Her ne kadar, kadının kendi isteği ile işten ayrıldığı belirtilerek, ilk derece mahkemesince hükmedilen yoksulluk nafakası yerinde görülmemiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, kadının sürekli ve düzenli bir işinin olmadığı, geçici sezonluk işlerde çalıştığı anlaşılmakla yoksulluk nafakasına hak kazandığı değerlendirilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir…”

8 -) Asgari ücret düzeyindeki gelir, yoksulluk nafakası almaya engel teşkil etmez.

Y. 2. H.D., T: 24.03.2021, E: 2021/989, K: 2021/2573 :

”…Yoksulluk nafakası talebinin kabul edilebilmesi için nafaka alacaklısının boşanma yüzünden yoksulluğa düştüğünün belirlenmesi gerekir. Davalı-karşı davacı kadının SGK kaydının olduğu sabittir. Ancak, elde ettiği gelir miktarı belli değildir. Bu nedenle tarafların elde ettikleri gelirin miktarı karar tarihi itibariyle tekrar araştırılıp, asgari ücret düzeyindeki gelirin yoksulluk nafakası almaya engel teşkil etmeyeceği (YHGK 2009/3-165-186) hususlarının birlikte değerlendirilerek sonucuna göre yoksulluk nafakası hakkında bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar dikkate alınmadan eksik inceleme ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir…”

 

 

Yayınlayan

AVUKAT YASİN GİRGİN

Avukat Yasin GİRGİN, 1977 Ankara doğumludur. 1999 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirmiş ve sonrasında 2 yıl boyunca Özel Hukuk Master programına devam etmiştir.2004-5 yılları arasında yaptığı hakimlik dönemi dışında 13 Kasım 2000'den bu yana serbest avukatlık faaliyetini icra etmektedir.2 kitabı ve çok sayıda makalesi bulunan GİRGİN'in 120 köşe yazısı Hürriyet Gazetesi'nde yayınlanmıştır. GİRGİN, halen superhaber.com'da okur sorularını cevapladığı köşe yazılarını kaleme almaktadır. 0533 483 9313 numaralı telefonumuzdan bize ulaşabilirsiniz.